Bugünün Çamaşırını Dünün Güneşi İle Kurutamazsın
Bugünün Çamaşırını Dünün Güneşi İle Kurutamazsın
Konuyu bağlamından kopararak yorumlamak bizim belki de en kötü alışkanlıklarımızdan. Bu karalamayı yapanların afetin içeriğiyle ilgilenmedikleri, “Elimize bir fırsat geçti” diye düşündükleri çok açık.
Yani hiçbir durum, sonuç, hâl onu çevreleyen şartlardan bağımsız değildir ve anlaşılmak için bu koşullarla beraber değerlendirilmeye muhtaçtır. En azından hakikati arayanlar için…
Gün politik kutuplaşmanın zamanı değil, bir ve birlik türküleri söyleme, projeler yarıştırma zamanıdır.
Şimdi asrın belki de asırların en büyük felaketi yaşanıyor.
Her şehre bir devlet görevlendirseniz altından kalkamayacağı kadar enkaz yığınları var…
Hesaba kitaba sığmayacak maddi hasarlar var…
Devlet nerede peki?
Sosyal medyaya da bazı kendilerini bilmez ve muhalefete bakarsanız devlet yan gelip yatıyor, nerede olacak!
Deprem bölgesinde Bakan görmemişler,
Vali görmemişler,
Kaymakam görmemişler,
Başka şehirlerin belediye başkanlarını görmemişler,
Göremezsiniz! çünkü siyasi ihtiras uğruna beyniniz yıkanmış, gözünüz kör olmuş.
Yollar onarılmamış, şehirlerarası yolculuk yok, otobüsler çalışmıyor, havalimanlarına uçaklar inemiyor, sağlam kalan binalara elektrik, su, doğal gaz verilemiyor.
Hiçbir bölgede çadır yok, konteynır yok, hastalara bakan yok…
Şehirlerden yardım eden yok, erzak sıkıntısı var, odun sıkıntısı var, depremzedelerin hiçbir ihtiyacına kimse karşılık vermiyor.
Enkaz kaldırma işini başka devletler üstlenmiş durumda.
Yazıklar olsun size!
Kalp boş olunca kin, beyin boş olunca bakteri üretiyor.
Yeni evlerin temelleri atılıyor ama devlet ortalıkta yok…
Kim atıyor temelleri?
Kim başlatmış inşaatı?
Bilinmiyor!
Kısaca devlet ortalıkta yok.
Askere, Kızılay’a, Afad’ a, Diyanet’e, cemiyetlere ve vatanın can damarını teşkil eden bilumum kurum ve birliklere iftira atmayın. Baktığımız her yerde bu kurumların ayak izleri, emekleri, hizmetleri, aşevleri, çadırları, gönüllüleri vs. var.
Beyler, güneş balçıkla sıvanmaz. Şu an depremin acısını iliklerimize kadar hissederken, bari ışığını yaymaya çalışan güneşi izleyin.
Bırakın artık yalan siyaseti ile milleti kandırmaya çalışmayı. Türkiye’de siyaset liderlerinin ağzından işittiğimiz güzel bir söz vardır. ”Bugünün çamaşırını dünün güneşi ile kurutamazsınız”.
Resmi tarih bir şeyler anlatır. İnsanlık hafızası bunun dışında herkesi bir yere koyar. Ama coğrafyaların hafızası acımasızdır. Ne retorik dinler ne de masallara itibar eder. Çünkü her yalanın raf ömrü vardır. Her ne kadar gerçek ortaya çıkana kadar dünyayı yedi defa dolaşsa da bir yalan gerçeğin belini hiçbir zaman kıramaz.
Milletimizin birlik ve beraberliğinde neden bu kadar rahatsız oluyorsunuz?
Olmamaları imkansız, çünkü ülkemizin ilerlemesine, Türk – Kürt, Alevi-Sünni, Lazı-Çerkesi bir olmasından rahatsız olan dağ cellatlarıyla yoldaşlar çünkü.
Siz, kalbe laf ettiğini zanneden ifrazat torbasından başka hiçbir şey değilsiniz.
Biz sizin rahatsız olduklarınızla aynı yerde durmanın şerefiyle yola devam edeceğiz…
Selam ve dua ile…